Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla deprem riskinin sürekli var olduğu bir ülkedir. Geçmişte yaşanan acı deneyimler, afet yönetiminde etkin bir sistemin ne kadar hayati olduğunu bizlere defalarca göstermiştir.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar’ın, Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığının 2025 yılı bütçe görüşmelerinde belirttiği gibi, özellikle ilk 48 saatte uygulanacak planlar ve afet öncesi hazırlıkların yetersizliği, can kayıplarını ve yıkımı artırmaktadır. Bu durum, yalnızca kurumların değil, toplumun tüm paydaşlarının iş birliği içinde hareket etmesini zorunlu kılmaktadır.
AFAD gibi kurumların varlığı, afet yönetiminde merkezi bir rol oynasa da, organizasyon ve koordinasyon eksiklikleri sorunların büyümesine yol açabilmektedir. Avşar’ın dile getirdiği gibi, dağınık yapıların yönetimi, paydaşlarla birlikte hazırlanmış kapsamlı bir plan olmadan mümkün değildir. Afet öncesi risk analizi, eğitim programları, teknolojik altyapının güçlendirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması gibi çalışmalar, böylesi kriz anlarında başarılı bir müdahale için temel taşlardır.
Afet anında ise zamanın kritik bir önemi vardır. İlk müdahalenin hızla ve etkin bir şekilde yapılması, hem hayatta kalanların kurtarılmasını hem de kaosun önlenmesini sağlar. Ancak bunun için yalnızca ekiplerin değil, lojistik, iletişim ve ulaştırma sistemlerinin de hazır olması gerekir. Türkiye’de sıkça karşılaşılan iletişim ve ulaşım aksaklıkları, afetzedelere ulaşmayı zorlaştırmakta ve müdahaleyi geciktirmektedir. Bu nedenle, Avşar’ın dikkat çektiği “ilk 48 saat”lik planlamanın en ince ayrıntısına kadar hazırlanması gerekmektedir.
Afet sonrası süreçler ise en az afet anı kadar önemlidir. Hasar tespiti, barınma, gıda ve sağlık hizmetlerinin sağlanması, uzun vadede psikolojik ve sosyo-ekonomik desteğin sunulması, afetin yarattığı tahribatı hafifletir. Ancak bu süreçlerin başarılı olabilmesi için önceden hazırlanmış bir altyapı şarttır. Afet yönetiminde kapsayıcı ve sürdürülebilir bir yaklaşım benimsenmeli, paydaşlar arasında güven ve iş birliği tesis edilmelidir.
Sonuç olarak, afet yönetimi sadece bir kurumun değil, tüm toplumun meselesidir. AFAD gibi kurumların koordinasyonunda paydaşlarla birlikte çalışılarak kapsamlı bir strateji oluşturulmalı ve hayata geçirilmelidir.